kamera... kayıt.... olmadı stop!
Amerikan filmlerinde benzer bir kaç sahne vardır... Günlük telaşe, sevgiliden ayrılma, yolunda gitmeyen hayat, ebeveynleri ile yaşadığı sorunlar( ki genel olarak bu annedir)... Ve tüm bunlarla yüzleşen kadın ( kadın diyorum çünkü böyle etkileyici sahneler de kadınlar oynar...) o filme soundtrack olan parça ile yolda kendi başına, yavaş adımlarla yürümeye başlar. Yürürken zihninde yaşadığı şeyler o filmden arta kalan şeritlere bezenip, bir bir gözünün önünden geçer. En azından tasarruflu oluyordur. :)
Her neyse sahneyi gözünüzde canlandırmışsınızdır az çok...
Bugün ben de aynı şekilde umarsız, dış çevreye duyarsız bir şekilde sırf denemek için sokaktan geçip gitmek istedim. Ancak ne Closer filmin de Natalia Portman' nın kalabalığı bertaraf ederek yürürken fon da çalan parçası damien rice - the blower's daughter vardı.
Ne de Bridget Jones un Mark ile kavga edip kendini sokağa attığı an da çalan the edge of reason - stop! Şarkısı...
Anladım ki; bu sahne gerçekten sadece filmlerde oluyor ve siz bunu, gerçek hayata uyarlamak isterseniz hakketen çok saçma duruyor :)
Düşünsenize...
Sandra Bullock sevgilisinden ayrılmış Amerika sokaklarında öyle kendi kendine yürüyor ve fon da Ankaralı Namık - Sekiz olur dokuz olur parçası... Gerçekten hiç inandırıcı değil :)
Tıpkı kaliteli yabacı filmleri, Azerbaycan Türkçesi ile dublajlanmış hali ile izlemek gibi bir şey işte :)
Demek oluyor ki o sahnelere, o hissi veren olay; doğru seçilen şarkılardır. Gerisi hikaye.
Her neyse sahneyi gözünüzde canlandırmışsınızdır az çok...
Bugün ben de aynı şekilde umarsız, dış çevreye duyarsız bir şekilde sırf denemek için sokaktan geçip gitmek istedim. Ancak ne Closer filmin de Natalia Portman' nın kalabalığı bertaraf ederek yürürken fon da çalan parçası damien rice - the blower's daughter vardı.
Ne de Bridget Jones un Mark ile kavga edip kendini sokağa attığı an da çalan the edge of reason - stop! Şarkısı...
Anladım ki; bu sahne gerçekten sadece filmlerde oluyor ve siz bunu, gerçek hayata uyarlamak isterseniz hakketen çok saçma duruyor :)
Düşünsenize...
Sandra Bullock sevgilisinden ayrılmış Amerika sokaklarında öyle kendi kendine yürüyor ve fon da Ankaralı Namık - Sekiz olur dokuz olur parçası... Gerçekten hiç inandırıcı değil :)
Tıpkı kaliteli yabacı filmleri, Azerbaycan Türkçesi ile dublajlanmış hali ile izlemek gibi bir şey işte :)
Demek oluyor ki o sahnelere, o hissi veren olay; doğru seçilen şarkılardır. Gerisi hikaye.








6 comments
Dolmabahçe Savaşı'nda green street hooligans filminin müzikleri çalsa olmazdı, hayır olmazdı.Gider polisi döverdik.
YanıtlaSilSahnelere uygun en güzel müziklerin çalındığı bir film olarak aklımda bir tek "Once" kalmış. Ki kendisi zaten bir "müzik" filmidir. (müzikal değil)
YanıtlaSilBir de yaşadığımız an'ın fon müziğini kendimiz belirleme şansımız olsa ne güzel olurdu (:
Okula giderken her sabah MP'ten Prison Break müziklerini dinleyip havaya girmem gibi bir şey bu sanırım :) Sınıfa girince o hayali atmosferden eser kalmıyor ama :(
YanıtlaSilFilmlerde en çok rahatsız olduğum konudur, gerçek hayatta hiç yakalayamadığımız havayı verip özendirmeleri...
YanıtlaSilkesinlikle başak'a katılıyorum!
YanıtlaSildoğru seçilen şarkı, filmle bütüleşerek herşeyi oluyor.
şarkılar dinleyip havaya girince sokakta acı duvarı gezmek pek hoş olmuyor :)
YanıtlaSil