Yıldızlara bakmak
Hayatımızda karşılaştığımız o an bizim için önemli fakat ertesi gün fikrimize bile değmeyen şeyler yaşarız.Bazı zamanlar yaşadıklarımızın peşine düşer iz sürer elde ederiz.
İşte ben bu tarz girişimlerde bulunmazdım hiç anlık hayatlar anlık olmaktan öte gitmez ya ... Ama artık yaşadıklarımı sorguluyorum.Kıyısından köşesinden eleştiriyorum bile kendimi.
Büyüyorum galiba bunun kelime karşılığı bu olsa gerek büyüdükçe anlıyor insan ne olduğunu.Neden bu dünyaya gönderildiğini, gayesini amacını nefes alıyor olmanın bile bir manası olduğunu...
Aklımda dolaşanlar çocukluk anılarım artık onlara daha çok değer veriyorum.Belki de bir yakınımı kaybetmekten ötürü tüm bunlar.
ilk okulda okuduğum bir hikaye kalmıştır hep aklımda ama hiç bir zaman kendi haytıma uyarlamamışımdır. ''Yıldızlara Bakmak'' (Necatigil.) Müfredatta yer alan ve hakikaten mantıklı bir seçim olan bir hikaye.Bir araştırma sonucu Bir radyo oyunu olduğunu buldum annem anlatırdı eskiden televizyonun olmadığı yıllarda TRT de akşamları yayımlanan kısa yada arkası yarın tarzında kişileri hayata hazırlayan küçük temsiller biraz daha araştırdığımda TRT de hala bu tarz programların olduğunu buldum ve yazın başından beri dinliyorum kaçırmadan ve dinlerken gerçekten büyük zevk alıyorum.
Ne demiştik evet Yıldızlara Bakmak ...
Hikaye kısaca aklımda kalanlarla şöyleydi;
Kendini işe güce vermiş bir adam oradan oraya koşturuyor tabi bu esnada hayatında kimsesi kalmamış tek başına... Birgün iş için bir yere giderken şöförüne sürekli aracı hızlı sürmesini emrediyor çünkü kaçırmaması gereken bir iş hırsından ötürüde yetişmek için çıldırıyor .Ancak bir kaza sonucu yolda kalıyorlar gece ıssızlığın ortasında.Şöförü lastiğin patladığını dilerse dışarda oturup beklemesini söylüyor adama ve araçtan çıkıp orada bulunan çimlerin üzzerine uzanıyor ve şöför işe koyuluyor...
Bir kaç saat sonra şöför patronuna gelip tekerlerği hallettiğini artık gidebileceklerini söylüyor.
Adam şöfere parlayan gözlerle bakıyor duyuyor musun? diyor.Şöför şaşkınlıkla bakıyor adama ...
-Uzandığı yerde ilk önce yıldızları fark ediyor herzaman orda olduklarını biliyor ancak ilkkez bu kadar uzun süre bakma (görme ) fırsatı oluyor aynı zamanda yıldızlara bakarken doğanın sesini işitiyor böceklerin çimlerde yürürken çıkardıkları sesi rüzgarın ağaçların yapraklarındaki hışırtısını... içinde bin pişmanlık oluyor bu güne kadar baktığım şeyleri demek ki hiç görmemişim diyor içten.
-Tekrar soruyor şöföre görüyor musun?
Neyi efendim demekle kalıyor
Yıldızları.
Evet her gece diyor şöför
Peki bakıyormusun yoksa görüyor musun? Diyor adam ve hikaye bitiyor.
Tam olarak bu şekilde olmaya bilir orjinalinide araştırmadım çünkü aklımda kalanları bana ders edindirdiği şeyi tasvir etmeye çalıştım.
Kilit kelime :Görmek.
Umarım sadece baktıklarınızla kalmaz hayatı görebildiklerinizle yaşarsınız.
İnanın bana daha geçekten daha anlam kazanıyor herşey.En azından ben yeni fark ettim.
Sevgiyle kalın.
İşte ben bu tarz girişimlerde bulunmazdım hiç anlık hayatlar anlık olmaktan öte gitmez ya ... Ama artık yaşadıklarımı sorguluyorum.Kıyısından köşesinden eleştiriyorum bile kendimi.
Büyüyorum galiba bunun kelime karşılığı bu olsa gerek büyüdükçe anlıyor insan ne olduğunu.Neden bu dünyaya gönderildiğini, gayesini amacını nefes alıyor olmanın bile bir manası olduğunu...
Aklımda dolaşanlar çocukluk anılarım artık onlara daha çok değer veriyorum.Belki de bir yakınımı kaybetmekten ötürü tüm bunlar.
ilk okulda okuduğum bir hikaye kalmıştır hep aklımda ama hiç bir zaman kendi haytıma uyarlamamışımdır. ''Yıldızlara Bakmak'' (Necatigil.) Müfredatta yer alan ve hakikaten mantıklı bir seçim olan bir hikaye.Bir araştırma sonucu Bir radyo oyunu olduğunu buldum annem anlatırdı eskiden televizyonun olmadığı yıllarda TRT de akşamları yayımlanan kısa yada arkası yarın tarzında kişileri hayata hazırlayan küçük temsiller biraz daha araştırdığımda TRT de hala bu tarz programların olduğunu buldum ve yazın başından beri dinliyorum kaçırmadan ve dinlerken gerçekten büyük zevk alıyorum.
Ne demiştik evet Yıldızlara Bakmak ...
Hikaye kısaca aklımda kalanlarla şöyleydi;
Kendini işe güce vermiş bir adam oradan oraya koşturuyor tabi bu esnada hayatında kimsesi kalmamış tek başına... Birgün iş için bir yere giderken şöförüne sürekli aracı hızlı sürmesini emrediyor çünkü kaçırmaması gereken bir iş hırsından ötürüde yetişmek için çıldırıyor .Ancak bir kaza sonucu yolda kalıyorlar gece ıssızlığın ortasında.Şöförü lastiğin patladığını dilerse dışarda oturup beklemesini söylüyor adama ve araçtan çıkıp orada bulunan çimlerin üzzerine uzanıyor ve şöför işe koyuluyor...
Bir kaç saat sonra şöför patronuna gelip tekerlerği hallettiğini artık gidebileceklerini söylüyor.
Adam şöfere parlayan gözlerle bakıyor duyuyor musun? diyor.Şöför şaşkınlıkla bakıyor adama ...
-Uzandığı yerde ilk önce yıldızları fark ediyor herzaman orda olduklarını biliyor ancak ilkkez bu kadar uzun süre bakma (görme ) fırsatı oluyor aynı zamanda yıldızlara bakarken doğanın sesini işitiyor böceklerin çimlerde yürürken çıkardıkları sesi rüzgarın ağaçların yapraklarındaki hışırtısını... içinde bin pişmanlık oluyor bu güne kadar baktığım şeyleri demek ki hiç görmemişim diyor içten.
-Tekrar soruyor şöföre görüyor musun?
Neyi efendim demekle kalıyor
Yıldızları.
Evet her gece diyor şöför
Peki bakıyormusun yoksa görüyor musun? Diyor adam ve hikaye bitiyor.
Tam olarak bu şekilde olmaya bilir orjinalinide araştırmadım çünkü aklımda kalanları bana ders edindirdiği şeyi tasvir etmeye çalıştım.
Kilit kelime :Görmek.
Umarım sadece baktıklarınızla kalmaz hayatı görebildiklerinizle yaşarsınız.
İnanın bana daha geçekten daha anlam kazanıyor herşey.En azından ben yeni fark ettim.
Sevgiyle kalın.
3 comments
güzel bir konuya değinmişsin. Bazen bende fark ediyorum böyle şeyleri, sürekli sıkıldığımı, bıktığımı söylediğim hayatımda güzel şeylerin olduğunu anlıyorum. Mesela balkonda oturup bir süre havaya bakınca aslında gördüğümden çok fazla yıldız olduğunu, gün doğarken bahçedeki ağacın yapraklarına vuran güneşin ne kadar güzel bir renk oluşturduğunu, apartmanın bahçesinde güzel çiçekler olduğunu ve 3-4 yıldır 4. katta yaşayan çok sevimli bi kız çocuğunun olduğunu, hızlı gittiği zaman tramvayın güzel olduğunu anlıyorum, mutlu oluyorum.
YanıtlaSilKesinlikle artık farkında olarak yaşamak daha güzel.
YanıtlaSilo hikayenin son kısmını cok ii hatırlarsan kilit kelimenin görmek olmadıgını anlarsın :)
YanıtlaSil